Gençlerde Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)
02.09.2024
Kaygı, endişeli bir zihin durumuna bazı fiziksel belirtilerin eşlik ettiği bir duygudur. Tıpkı diğer duygularımız gibi, kaygı da oldukça doğal bir duygudur ve her birey ara sıra kaygılanabilmektedir. Ancak, kaygının arttığı bazı durumlar, baş etmesi güç hale gelebilmekte ve günlük yaşam işlevselliğini etkileyebilmektedir. Kaygının birtakım bedensel, zihinsel ve davranışsal belirtileri vardır. Bu belirtiler yaşam kalitesini düşürebilmekte ve kaygı bozukluğu haline gelebilmektedir.
Belirli düzeyde kaygı yaşamak normal olduğu gibi aynı zamanda gereklidir. Kaygı, bireyi harekete geçirir. Örneğin, bir sınava hazırlanırken kaygı yaşamak sınava yeteri kadar hazırlanmamıza neden olabilir. Ancak kaygı (anksiyete) bozukluğu söz konusu olduğunda, gerginlik, endişe ve huzursuzluk yoğun biçimde görülmektedir.
Endişe verici düşüncelerin zihni sıklıkla meşgul ettiği kaygı bozukluklarına bazı fiziksel belirtiler de eşlik eder. Kalp atış hızında değişimler ve hızlı nefes alıp verme, mide rahatsızlıkları, terleme, uyku düzensizlikleri, odaklanma güçlüğü, beslenme düzeninde bozulma gibi belirtiler örnek gösterilebilir. Ayrıca, bedensel değişimlerin eşlik ettiği endişeli zihin hâli bireyi bazı durumlardan kaçınma davranışına yöneltebilir. Bu da kaygının davranışsal boyutudur. Örneğin, birey sosyal ortamlara girmekten kaçınabilir veya yeni deneyimleri kendini kapatabilir. Bu gibi durumlar, kişinin sosyal yaşamını ve ilişkilerini son derece olumsuz yönde etkiler.
Birden fazla kaygı bozukluğu türü vardır. Bunlardan biri veya birden fazlası aynı bireyde görülebilir.
Panik Bozukluk:
Tekrarlayan panik atakların görüldüğü ve başka atakların da geçirileceğine dair yoğun bir endişenin duyulduğu bozukluktur.
Agorafobi:
Agorafobi görülen bireylerde, kaygı yaşanacak anlarda yardım bulamamaya dair endişe duyma durumu söz konusudur. Bu endişe bireyin bazı yerlerde bulunmaktan kaçınmasına neden olur.
Özgül Fobi:
Özgül fobi ye sahip olan bireyler, belirli nesne, hayvan veya durum karşısında yoğun korku yaşama halidir. Bu korku yoğun bir düzeye ulaştığında, bu nesne, hayvan veya durumdan kaçınma davranışı görülür. .
Sosyal Kaygı Bozukluğu:
Sosyal ortamlarda gözlenen yoğun endişe halidir. Topluluk içinde gerçekleştirilecek herhangi bir eylem kişiye yoğun şekilde endişelendirir.
Yaygın kaygı bozukluğu:
Yaygın kaygı bozukluğu söz konusu olduğunda pek çok konu endişe yaratabilir. Bazı bireyler neyin kaygı yarattığını bilirken bazıları bir neden bulamamaktadır. Yaygın kaygı bozukluğu toplumda %9 oranında görülmektedir. .
Anksiyete bozukluklarında bir başka bozukluk da eşlik edebilmektedir. Bazı durumlarda yalnızca psikoterapi, bazı durumlarda ise psikoterapi ve ilaç desteği birlikte kullanılmaktadır. Psikoterapilerle bireyin duygu, düşünce ve davranış örüntüsüne odaklanılarak kaygı karşısında baş etme becerileri geliştirmesine olanak sağlanır. Böylelikle bireyler, kaygı düzeylerini kontrol ederek yaşam kalitelerini arttırmış olurlar. Kaygı bozukluklarında, Bilişsel Davranışçı Terapilerin (BDT) son derece faydalı olduğu ortaya konmuştur. Birey, BDT sayesinde kaygıyı fark eder, tanır ve baş etme becerileri geliştirerek zamanla kendi kendine müdahale etmeyi öğrenir.